Saturday, January 19, 2008

MORRISSEY: ZEKİ MÜREN HAYRANI BİR ANARŞİST

Kürke Hayır Platformu'nun AktivistKültür Bölümü için yazdığım yazıyı iki kez güncelledim. En son halini buradan okuyabilirsiniz.

MORRISSEY: ZEKİ MÜREN HAYRANI BİR ANARŞİST

İşbu satırların yazarı Morrissey’i neden sevdiğini anlatırken heyecanlanmaktadır zira müziğiyle hayatında yer eden yorumculardan biri olmasının yanı sıra Morrissey aynı zamanda 11 yaşından beri vejetaryendir ve 1985 yılında The Smiths grubu ile birlikte “Meat Is Murder” albümünü çıkarmıştır. Konserlerinde albümle aynı adı taşıyan şarkıya başlamadan önce "this song is dedicated to those who think they have the godlike power to take lives" dediği rivayet edilir.

Fotoğraf

İstanbul’da 2006’nın haziran ayında verdiği konserde Morrissey’in yaşam biçimi nedeni ile içinde bulunduğu hassasiyeti kimsenin-en azılı hayranlarının dahi- umursamamış olduğunu ve konserin et kokuları içinde başladığını duyduk. Orada bulunabilseydim eğer kendisini et satan standlara karşı açtığı savaşta desteklerdim. Zira Türkiye gibi etçil bir ülkede tavrını bu yönde koyabilmek bile aktivist bir kişilik yapısını gerektirir. Üzerine hiç vazife olmadığını düşünebilir, şarkılarını söyleyip gidebilirdi ama Morrissey yapacağını yaptı ve bütün çabalarına rağmen damak tadına, alışkanlıklara ve para denen materyale yenildi. Bu anlamda İstanbul’a kırgın mı ayrıldı, işin o kısmını belki de hiç öğrenemeyeceğiz. Ama zaten kişilik itibariyle çenesini tutamayan bir yapıda olması nedeni ile eylemlerinin devam edeceğinden hiç kuşkumuz yok. Kanada’daki fok katliamı dolayısı ile bu ülkeyi turne kapsamından çıkarması ve tilki avcılarına fiziki zarar verdiği gerekçesiyle İngiliz polisinin soruşturmasına uğraması Morrissey’in hak savunuculuğu konusunda ne denli gözü kara olabileceğinin en açık örnekleri.

Bunun yanı sıra alacağı bütün tepkilere ve belki de albümünün azalabilecek satış rakamlarına rağmen Bush’un ölmesini dileyip bazılarının antipatisini üzerine çekmesi savaş karşıtlığının bir göstergesi. 'I Will See You In Far-Off Places' şarkısında: “Ve ABD seni bombalamazsa eğer seni, güvenli bir yerlerde göreceğim." diyerek Amerika’nın her istediği yeri fütursuzca işgal edebiliyor olması gerçeğiyle dalgasını geçiyor. Cinsel tercihi nedeni ile de merak uyandıran Morrissey, sahnede iki tarafı da kendinden geçiren bir duruşa sahip. Bazı röportajlarında aseksüel olduğunu söylese dahi kimileri O’nun homoseksüel olduğundan son derece emin. Morrissey muhtemelen bu sözlere alınmamış, aksine üzerine geçireceği ve savunabileceği bir alt kimliğin daha varlığıyla sevinmiştir bile. Yine İstanbul konserinde 60’lı yıllarda Türkiye’deki ilk glam duruşu etraftan gelen eleştirilere aldırmaksızın sunan Zeki Müren’e saygılarını sunmayı ihmal etmemesi cinsiyetçiliğin ve seksistliğin lüzumsuzluğu hakkında yeterince fikir vermiştir, tabi ki anlayana/anlamak isteyene. Zeki Müren ölümünden yıllar sonra Marc Almond ve Morrissey gibi müzik tarihine adlarını yazdırmış yorumculara hala ilham vermektedir, bu da ayrı bir yazı konusu elbette.

Fotoğraf

Çatal dilli Morrissey eylemlerine (pek tabi ki) devam ediyor. Fotoğraf sanatçısı Wolfgang Tillmans'ın objektifine elinde "We Hate Iams (Iams'tan Nefret Ediyoruz)" yazan pankartlarla poz vererek hayvanlar üzerinde yaptığı acı verici deneylerle ünlü mama firmasını protesto ediyor. Geçtiğimiz günlerde kürke düşkünlüğü ile bilinen Madonna'nın evlat edindiği Afrikalı oğlu David Banda'yı bir aksesuar gibi ordan oraya taşımasına tepkisini "cuk" oturan bir laf ile gösterdi: "I wouldn’t be surprised if she made that African boy into a coat and wore him … for 15 minutes, and then threw it away. (Madonna eğer bu Afrikalı çocuğu palto yapıp giyseydi şaşırmazdım. 15 dakika sonra çıkarıp atardı.)”

1 comment:

fırat said...

Seeenn harikasınn
Morrrisseyyy harikaaaa

David Sylvian yazısı bekleriz...